Peak Games olayı bir senaryo mu?
41 tane televizyon kanalında aynı anda reklamını yayınlatan
Peak Games, tüm Türkiye’yi şaşırttı. İnsanların kafasında televizyonların
hacklenme ihtimali dolaşırken kısa zamanda bunun bir reklam çalışması olduğu
anlaşıldı.
Sonrası malum, Audi’nin de birebir aynı reklam çalışması
olduğu, fikrin müziğine kadar çalıntı olduğu kulaktan kulağa dolaşmaya başladı.
Hatta iş bir boyut daha ileri gitti ve Peak Games ilgili reklam ajansına ABD
merkezi dahil büyük bir dava açacağını duyurdu.
Buraya kadar olayın özeti böyleydi. Bundan sonrası biraz
kurgu biraz gerçek benim yorumumla devam edecek…
İletişim çalışmalarında en büyük problem müşterinin
yapılacak iş için yeterli bütçe ayırmamasıdır. Bu PR’da, reklamda ya da sosyal
medya yönetimlerinde asla değişmez birinci maddedir. Her zaman bizi şaşırtacak
bir iş olsun diyen müşteri, maalesef bu iş için bütçemiz “X” TL der ve o “X”
genelde bir iki ay kemer sıksanız sizin bile karşılayabileceğiniz bir rakam
olur.
Bu gerçekten hareketle; Peak Games için şöyle bir senaryo sizce
de akılcı değil mi? Peak Games ilgili reklam ajansına gider ve bir kampanya ile
ülke genelinde adını duyurmak ister. Fakat bütçesi yüksek değildir.
Reklam ajansı da (benim kontrollü kriz diye adlandırdığım)
firmaya bir kriz senaryosu önerir. Senaryoya göre Peak Games, gündemin önemli
maddesi olan işsizlik konusunda bir reklam çalışması yapacaktır, sadece bir
defa TV’lerde yayınlanacak iş başvurusu alacağız konulu çalışma çalıntı bir
fikir üzerine Kurgulanacaktır. Peak elbette bir defada ülkenin tamamına ulaşamayacaktır.
Ancak ertesi gün piyasaya bu reklam
çalıntı haberleri taşınacak böylelikle Peak Games’in hedef kitlesi içinde yer
alan birçok genç olaydan haberdar olacaktır. Devam eden günlerde Peak Games bu
affedilemez bir hata açıklaması yaparak konuyu tekrar canlandıracak ve bu
sayede iki kerede yakalayamadığı hedef kitlesini kriz sayesinde yakalayacaktır.
Yok artık, böyle bir senaryo düşünülmüş olamaz! Diyenler
için hemen bir hatırlatma; Peak Games Türkiye için daha önce hiçbir reklam
çalışması yapmamışken, yani Türk insanının aklında herhangi bir imajı yokken
neden iş başvurusu ilanı için çıkmak istesin. Ayrıca ben ilgili reklam ajansı
ile ilişkimi dondurdum diyen firmanın Billboard ilanları neden hala yayında
anlamak mümkün değil. Dolayısıyla ne kadar tutarlı olduğu tartışmalı bu senaryo
benim için çalışan tek anahtar gibi duruyor.
Son olarak 2000 yılında ilk kez Ali Taran tarafından baş
rolünde Özkan Uğur’un oynadığı “Aganigi naganigi” reklamında denetimli kriz
uygulamasını görmüştük (hatırlamak isteyenler için https://www.youtube.com/watch?v=_anqGPylqB8).
Reklam kısa süre yayında kaldı, muhteşem mottosu ile dillere pelesenk oldu ve
sonrasında tüm mecralarda; kuruyemişi genelde eve kadınlar alıyor ve onlar da “aganigi
naganigi” söyleminden dolayı utandıklarından kuruyemiş alışverişlerinde fındık
almıyorlar haberleri gündeme bomba gibi düştü. Fındık Tanıtım Grubu haberleri doğruladı
ve Ali Taran’ın kendilerine zarar verdiğini savundu. Yıllar sonra gördük ki bu
olaylar sadece kurguydu ve bu sayede ilgili reklam yaklaşık bir yıl boyunca
gündeme tutunmuş ve fındık hemen her mecrada kendine yer bulmuştu.
Bence Peak Games gibi internet tabanlı bir şirketin,
yıllarca ödüllü birçok projeye imza atmış, yaptığı başarılı çalışmalarla
sektörün en önemli markalarından biri olmuş bir reklam ajansının bu kadar
aleni, bu kadar kör göze parmak bir hata yapmış olması akla hayale sığacak gibi
değil doğrusu…
Bu sefer internetin yaygınlaşması, ülke gündeminin anlık
değişmesi nedeniyle daha kısa süre gündemde kalacağını düşündüğüm bu denetimli
kriz büyümeden hayatımızdan çıkacaktır diye düşünüyorum.
Yorumlar