ABD SEÇİMLERİ EKSENİNDE DEĞİŞEN İLETİŞİM GERÇEKLERİ

 

ABD seçimleri her zaman olduğu gibi yine sadece ABD’de değil küresel olarak dünyanın dört yanında yorumlandı, incelendi. Hatta YSK Başkanı Ahmet Yener elektronik seçim deneyimini yerinde görmek üzere seçim süresince ABD Washington’a gitti. Kim bilir belki bize de gelecek seçimlerde oy pusulası yerine bir mouse verip kabinlere gönderirler...

İşin şakası bir yana gerçekten birçok açıdan yenilikçi bir seçim sürecini geride bıraktık. Elbette seçim sistemini inceleyecek ya da eleştricek bilgi birikimim olmadığı için ben sadece işin iletişim boyutuna bakacağım. Bu yazıya PR News’te Samuel Smith tarafından hazırlanan makaleyi okurken aklımda canlananların bir özeti de diyebiliriz.

Eski Başkan Donald Trump'ın 2024 Başkanlık Seçimleri'ndeki kesin zaferi yeni dünyada insanlara nasıl ulaşılacağı hakkında yeni sorular ortaya çıkardı. Politik tercihler, katılım, suskunluk sarmalının kırılması ile Sosyal Medya tüm tartışmaların merkezinde yer almaya devam edecek gibi görünüyor. Ancak açık olan bir şey var: "medya" artık yalnızca eski yayın organları değil.

PR profesyonelleri olarak her toplantıda; evet medya değişti ancak insanların haber alma ihtiyaçları değişmedi. Bu bağlamda insanlar haberleri artık sosyal medya üzerinden takip etse de haberin doğuşu hala konvansiyenel medya üzerinden oluyor tezi sanırım bir daha inmemek üzere rafa kaldırıldı.  ABD seçimlerinde gördük ki; sosyal medya fenomenleri ve podcast sunucuları gazeteci falan değiller, ancak muhabirler, köşe yazarları ve editörler kadar medyaya hakimler ve etkileyiciler. Sonuçlar da zaten açıkça eski medyaya olan güven azalırken, podcast sunucularının ve etkileyicilerin etkisinin arttığını hepimize ispatladı sanırım.

Bir çok konuda olduğu gibi medya tüketimi konusunda da ABD’yi takip eden bir ülke olduğumuz için ABD’de yaşanan medya alışkanlıkları değişimine biraz kulak kabartalım isterim. Seçimlerde Amerikalılar haberlerini genellikle dijital kanallardan, özellikle sosyal medya ve YouTube'dan aldı. Güzel bir ayraç olarak Podcast'ler bu seçimde çok ön plandaydı. Artık podcastleri bir haber kaynağı olarak kabul etmenin zamanı bizim için de geldi sanırım. Nilay Örnek bu konuda hemen tüm tabuları yıkmış bir önrek olarak karşımızda duruyor. Küresel anlamda da podcastler popülaritesini artırıyor ve kültür için önemli bir mihenk taşı olarak hizmet ediyor. 2024 Seçimleri "podcast seçimi" olarak tarihe geçebilir.

Podcast'lerin Gücü

2020 yılında Biden’a zaferi getiren kampanya sırasında Biden’ın "Pod Save America" veya "The Ben Shapiro Show" gibi siyasi podcast'lerin rolü tartışılamaz olsa da 2024'te her iki aday da daha apolitik yapıya politika entegre etme yarışına girdi.

Trump, Arizona'daki genç seçmenlerin oylarını etkilediğine inandığı podcast sunucusu Joe Rogan'ın onayını aldı. Yarışın son günlerinde Elon Musk, yarışı tartışmak ve dinleyicileri bir kez daha Trump'a oy verme konusunda yönlendirmek için "The Joe Rogan Experience" podcast'ine katıldı. Başkan Yardımcısı Kamala Harris, genç kadın seçmenleri hedef alan "Call Her Daddy" podcast'ine katıldı. Seçimden bir hafta önce, İkinci Beyefendi Doug Emhoff, genç erkek seçmenlere bir ricada bulunmak için "The Ringer Fantasy Football Show"a katıldı.

Bunun 2024 seçimlerinde neden işe yaradığına (veya işe yaramadığına) dair akademik bir açıklama ararsak; iki aşamalı akış teorisi sanırım bizi aydınlatacaktır. İnsanların hayatlarında belirli konularda uzman olarak güvendikleri sesleri vardır. Bu etkili sesler insanların fikirlerini şekillendirmeye yardımcı olur. Bu etkileyicilerden bazıları daha geniş bir güvenilir uzmanlık alanına sahip olabilir. Örneğin, ABD’de Rogan, genç erkekler tarafından dünyaya nasıl uydukları konusunda bir uzman olarak görülebilir ve buradan da siyasete sızar. Bizde Prof. Dr. Özgür Demirtaş bu konuda güzel bir örnek olabilir.

Ancak etkileyicinin bunu kararında yapması ve gerçekten her adımına dikkat etmesi öncelikli gerekliliktir. Türkiye’de birçok sporcu aktif spor yaşamını bitirdikten sonra böyle denemeler yapsa da millet vekili seçilen birkaç örnek dışında bu konuda etkileyiciliği olan bir örnek görmememiz sanırım her şeyi çok net açıklıyor.

Medyanın Yeni Bir Tanımı

Dolayısıyla bir kitlenin kime güvendiğini ve neyin etkili iletişim için gerekli olduğunu bilmek güven ortamını da değiştiriyor diyebiliriz. Bu seçimde görük ki; Amerikalılar bir zamanlar büyük medya kuruluşlarına duydukları güveni artık kaybediyorlar. Pew Araştırma Merkezi'ne göre, hem Cumhuriyetçiler hem de 30 yaşın altındaki yetişkinler, ulusal medyadan alınan haberlere güvendikleri kadar sosyal medya aracılığıyla aldıkları haberlere de güvenme olasılıkları yüksek. Amerikalıların her zaman güvenilir kanaat önderleri olmuştur, ancak bu liderler geçmişte bir TV sunucusu, bir muhabir veya bir topluluk lideri olabilirken, bugün kanaat önderleri çevrimiçi etkileyiciler ve podcast sunucularından oluşuyor.

Bugünün Amerikasında geleneksel medya sonradan akla gelen bir kaynak olarak görülüyor. Bunu aşmak için yine bu seçimlerde geleneksel medyanın genellikle çevrimiçi etkileyicilerin ve podcast sunucularını tartıştığını, onların güvenilirliklerine görece olumsuz atıfta bulunan açıklamalar yaptıklarını gördük. Bu iletişim stratejisi çalışır bir anahtar mı bunu bize zaman göserecek ancak etkileşim olmayan, tek taraflı (ilietişim bilimine göre kara propaganda örneği olabilecek) bir iletişim sürdüren geleneksel medyanın alacak daha çok nefesi olduğunu düşünmek çok da akılcı gelmiyor bana.ç Elbette bugün Türkiye’de AA, DHA, İHA, ABD’de Associated Press, CNN gibi eski haber kuruluşlarının hala güçlü bir gündem belirleyici olduğunu söylemek gerekiyor. Ancak medya alışkanlıkları değiştikçe, iletişimcilerin "medya" tanımı da değişecektir diyebiliriz.

Küresel dünyada günümüzün medya ortamı artık sadece gazeteler, radyo ve TV'den ibaret değil. Seçimler hepimize gösterdi ki; “haber” eski gazetecilerin bloglarının ve haber bültenlerinin ötesine geçiyor. Podcast yayıncıları ve sosyal medya fenomenleri tüm dünyaya kendilerini "medyanın" en yeni üyeleri olarak tanıttılar bile. Yine Türkiye’de özellikle “X” platformuna bakarsanız kimlerin etkileyici olduğunu, insanların kimleri fenomen olarak gördüğünü daha net tespit edebilirsiniz.

Kanımca medyanın bu yeni tanımı, halkla ilişkiler uzmanları için de birçok yeni zorlukları beraberinde getirecek. Çünkü yeni medya mensupları genellikle gazetecilerden oluşmayacak. Profesyonel olarak eğitim alanlar veya profesyonel bir etik kurala bağlı olanlar elbette var ve olacak. Ancak bu kuralları hiçe sayan kişilerin sayısı hiç de az değil. Yine Türkiye’de son birkaç yılın en önemli sosyal medya kavramı “Troll” kelimesi bize yol gösterecektir. İşin kötüsü küresel arenada da Türkiye’de de “Troller” izleyicileri tarafından güveniliyorlar. Bunu fırsata çevirmek isteyen etik kuralları da önemsemeyen iletişimciler için bu durum mesajlarını kazanılmış bir kanal aracılığıyla hedef kitleye yaymaları için yeni bir fırsat sunsa da kazın ayağı öyle değil! En basit anlatımla bir süre sonra “Troll” olarak kodladığımız kişiler oklarını size çevirebilir...

Yeni Sesler Sunmak

Artık iletişimciler kendilerini bu yeni ve daha geniş medya ortamına adapte etmeliler. Medya ilişkilerinde, güçlü ilişkiler ve yüksek kaliteli bir basın listesi hala çalışır anahtar olsa da sosyal medya da bulunan kontaklar da başarının iki anahtarından biri konumunda. Kanımca iletişim profesyonelleri artık, çeşitli podcast'lerin, short videoların ulaştığı benzersiz kitleler hakkındaki anlayışlarını genişletmeli, içerik üreticilerinin iletişim bilgilerini toplamaya başlamalı ve onlarla gazetecilerle olduğu gibi bir network kurmaya başlamalılar.

Etkili iletişimciler, bu yeni medya seslerinin anlatmak istediği hikayelere ve izleyicilerinin ilginç bulacağı şeylere dayanarak doğru etkileyicileri ve içerik üreticilerini sunduklarından emin olmalılar. Burada aslında muhabirlere ulaşmamızda izlediğimiz yolun benzerini izleyebiliriz. Nasıl ekonomi gazetecileri, life style gazeteciler varsa günümüzde de benzer uzmanlıklara sahip içierk üreticileri var. Sadece ürettikleri içerikler ve geçmişmleri konusunda daha titiz bir inceleme gerekiyor.

Ezcümle; gelişen dijital çağda, eski medya ilişkileri oyun kitabını bitirdik diyemeyiz! Ancak genişlediğini de kabul etmemiz gerekiyor. Akıllı iletişimciler, şirketleri ve müşterileri için bundan yararlanacaklardır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İş mailinde emoji kullanılır mı?

Siyasal İletişimde Temel Stratejiler