Kayıtlar

Ağustos, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hükümdar Markalar

Günümüzde tüm firmalar, Kobisinden, Obisine kadar hepsi kendini bir marka, bir hükümdar olarak görmekte, isimlerin bile trade’i alınmaktadır. Bu gün Hülya marka dergi, Madonna marka parfüm bulabiliyorsak aslında markalaşmanın ne boyutta olduğunu rahatlıkla görebiliyoruz demektir. Her marka eskiden hayatımızda bir yeri sahiplenirdi. Örneğin hürriyet gazetesi en iyi haber kaynağıydı. Yani haber ihtiyacımızı ancak Hürriyet giderir derdik. Bugün durum değişti artık özgürlük istiyorsak Hürriyet okumalıyız. İnsanı hayrete düşürüyor değil mi? Bir marka çıkıyor özgürlüğümüzü sahipleniyor. Yada Turkcell eskiden iletişim deviydi bugün Turkcell ile hayata bağlanabiliyoruz. Yani Turkcell olmadan hayatta değiliz, ölüyüz. Markalar elbette hayatımızda bir şeyleri sahiplenmeli yoksa yaşayamazlar. Ancak bu kadar hırs bu kadar ihtiras neden? Düşünün Turkcell kullanıyor olmak sizi diğer operatör kullananlardan daha üstün yada daha imtiyazlı kılar mı? Hayır der gibisiniz, ancak Turkcell evet diyor.

SANAL MARKALAR SAVAŞI

Hepimiz, MIRC ile tanıştık internet ile. Aslında 90’lı yılların ilk yarısına çocuk yaşta girenler demek daha doğru bir yaklaşım olacak galiba. Türkiye de internetin gelişini 1993 yılı olarak esas alırsak bu günün genç hatta orta yaş sınıfına dâhil olan kişileri, o zamanın çocuklarıydı. Doğru düzgün Türkçe bir site bulamadığımız için yada bulsak da çok güzel kızlarla ve süper yakışıklı erkeklerle tanışmak bize daha cazip geldiği için sevdik zurna ve aywa kanallarını. Öyle ya gündelik yaşamımızda merhaba bile diyemeyip melaba dediğimiz kızlar ve erkekler artık “slm, nbr, asl,” uzaklığındaydı. Netimiz yavaştı, 33,600 kbps. Bugün cep telefonlarının 3G paketlerinin hatta Edge paketlerinin bile kullanmadığı bir hızdı ve P100’ler ile tanıştık internetle. Hepimizin konuyla ilgili ayrı bir hikayesi vardır. Mesela ben ilk kez bir internet sayfasını doktor bir tanıdığımızın evinde görmüştüm. Hatta diğer odada TV izliyordum ve içerden “Ali Rıza gel internet açtı amcan bir daha göremeyebilirsin

Jean Çıkmalı mı?

Jean Amerika’nın şalvarıdır! Gerçekten de durum böyle mi? Üşenmeyelim, Jean pantolonların çıkışına bir göz atalım. Amerikalı maden işçileri kolay yırtılamayacak, kir tutmayacak bir pantolon peşindeydiler. Bildiğiniz gibi kumaş pantolon ile madencilik yapmak zordur. İşte bu yüzden Levi Strauss ilk jean pantolonu yaptığında rengi kahverengiydi. İlerleyen dönemlerde James Dean, Elvis Presley ve Marlon Brando gibi dünyaca ünlü isimler Jean giyince bu çılgınlık bir anda herkesi sardı. Tabii atlamamız gereken bir konu Türkçemize “kot pantolon” olarak giren giyeceğin İngilizcede iki ayrı kelime ile tabiri mevcuttur bunlardan biri “Jean” (bizdeki kot) ikincisi ise “Denim” dir. Jean pamuk ve ketenden imal edilirken “Denim” daha dayanıklıdır. Yani aslında söylem doğru, “Jean Amerika’nın şalvarıdır.” Ancak öncelikli hata, benim dedem şalvar giyerdi ve bu durumdan utanmak benim hiç aklıma gelmemişti. Zannediyorum sizlerinde aklına böyle bir şey gelmedi, gelemezdi. Hatta Mavi bildiğiniz gibi s

TÜRKİYE’DE İNOVASYONA VERİLEN ÖNEM

İnovasyon’un her gün önemini arttırdığı bir dünya’ya adım atalı aslında uzun zaman oldu. Media Cat yayınlarının “İnovasyonla Başarıyı Yakalayan Türkler” isimli kitabında da bahsedildiği gibi gripin ilacından, kamyonları devşiren ve ilk otobüsü icat eden Kamilkoça kadar 1920’lerden bu güne pek çok türk inovasyon’un önemini kavradı ve bunu iş hayatına aktardı. Ancak günümüzde inovasyonun önemini yitirdiğini görür gibi oluyoruz. Koskaca Ülker firması karşımıza inovatif ürünler yerine yurtdışından kopyaladığı ürünler ile çıkıyor. Yada Gazetelerimiz bugün hâlâ yurtdışında (özellikle Avrupada) önemini çoktan yitirmiş olan garip promosyon aktivitelerine devam ederek hayatta kalmaya çalışıyor. Sabah şovlarımız bile aynı değil mi? Kim Seda Sayan şov ile Oprah şov arasında fark bulabilir? Evet 1980 sonrası tüketici toplum olduk. Özellikle 80’li yıllara vurgu yapıyorum çünkü bu tarihte ülkemizde sınırlar kaldırıldı, Türk Lirasını koruma kanunu iptal edildi. Aslında bu inovasyonun önünü aç